Arzum_uyelik Arzum_uyelik_Banners_728x90 Image Banner

16 Şubat 2013 Cumartesi

Eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan ada hakkında ilk bilgi veren Yunanlı tarihçi Heredot, İ.Ö. 459 / 454 yıllarında yöreden Ekatonisos olarak bahsetmiştir. Bölgeye gelen yazarlardan tarihçi ve coğrafyacı Strabon, Plinius, Klaodius Ailianos ve Ptolomomaios da eserlerinde adadan bahsetmişlerdir. Ama yöreyi tam olarak tanımadıklarından isim vermemişlerdir. Yörede iki batık kent bulunmaktadır. İ.Ö. 1500 yıllarında Yunanistan'dan gelenler Anadolu'nun batı sahillerinde ve adalarında 12 şehir kurmuşlar. Bu kavmin ismine Aiol deniyordu. Bunlar Çanakkale'den Gediz'e kadar Midilli dahil 12 kent kurmuşlardır. Bu 12 kentten biride Yunt adasının doğusundaki sahilde kurulmuştu. Piri Reis'in 1513 yılında yazdığı Kitab-ı Bahriye'sinde yöre adalarından Yunt Adaları olarak bahsetmektedir. Piri Reis adaların üzerinde başıboş gezen eşek, at ve kısraklardan esinlenerek bölgedeki adalara Yunt Adaları ismini vermiş olduğu tahmin edilmektedir. İtalyanca bir sözcük olan Cunda sözcüğünün anlamı, Meydan Larousse'da bir denizcilik terimi olarak yelken açmak ya da işaret sancaklarını çekmek için konulmuş yatay çubukların her iki ucu anlamına geldiği yazılmaktadır. Cunda Ayışığı Manastırı: Kendine özgü yapısını koruyabilen manastır, Pateriça Koyu'nda yer almaktadır. Ay ışığında manastırın kendisi ve çevresi büyüleyici bir güzelliğe büründüğünden bu isim verilmiştir. Cunda Ayos Yannis Kilisesi: Üç denizi de gören Aşıklar Tepesi'nde bulunan kilise, adanın hemen girişinde bulunuyor. Taksiyarhis Kilisesi: 1873'te inşa edilen bu kilise, Tevrat ve İncil'den alınan dini konuların işlendiği fresklerle süslenmiş. Bu kilisede bulunan çani şu anda Bergama Müzesi'nde saklanıyor. Dünyanın en büyük çanı olduğu düşünülüyor. Arnavut kaldırımlarında yürümeden, Taş Kahve'de ada çayı içmeden, tarihi yel değşrmenlerini görmeden dönmeyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder